Peygamberimiz 1450 yıl önce değilde;
Bugün gelmiş olsaydı!
Ebu Leheb'ın sayısı bir değilde,
Binlerce olabilirdi.
Acaba bizler birer Ebu Leheb mi olurduk.
Beraber inceleyelim!
Peygamberimiz Mekkeden Medineye hicret ettiğinde;
Medinelilerin Mekkelilerle mallarını yarı yarıya bölüştüğünü,
Bilenlerimiz iftiharla anlatır.
Bunu Peygamberimiz kendi istediği için değil,
Allah emrettiği için yaptırmıştır.
BAKARA 219 Ayetin son cümlesinde Allah; '''Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç fazlasını" de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.''' diye buyurmaktadır.
TEVBE 34 Ayetinin son cümlesinde Allah; ''''Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!''' diye buyurmaktadır.
Peygamberimiz bu Ayetlere dayanarak;
İhtiyaç fazlasını fakir ve yoksullar için kamuya isteseydi.
İhtiyacı olan bir arabadan sonra diğer arabalarını,
İhtiyacı olan dairelerden sonra diğer kirada olan dairelerini,
Bankada biriken paralarını,
Yastık altındaki altınlarını,
Bir inşaattan sonraki inşaatlarını,
Bir marketten sonraki marketlerini,
Herkesin ihtiyacından fazla olan işyerlerini...
Dünyadaki bütün fakirler için ve zulüm görenler için kamuya isteseydi!
Verirmiydiniz!
Yoksa Ebu Leheb mı olurdunuz.
Şunu iyi bilmemiz gerekir ki.
Ebu Leheb;
Allah ı inkar eden birisi değilmiş.
Namaz kılar ve kabeyi tavaf eden birisi imiş.
Kabede üç adet put varmış.
Onlara tapmazmış.
Onlardan şefaat istermiş.
Bu gün şefaat istenenlerden hiç bir farkı yokmuş....
Çünkü o putlar Mekkenin geçmiş alimlerinin simgeleriymiş.
Konumuzu fazla dağıtmadan...
-----NAHL : 71. Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Peygamberimiz bu Ayete dayanarak;
Adamlarını işyerlerine gönderecekti.
İşçi patronun yediğinden yiyebiliyormu.
Bindiği arabaya binebiliyormu.
Oturduğu eve orurabiliyormu.
Arkadaşlar patron lüks daireye otursun ve lüks arabaya binsin.
İşçinin sıradan olsun yeter.
Fakat patron fabrika üzerine fabrika kuracak,
Doğmamış torununa araba ve daire alacak,
İşçiye yok deyip parayı yığacak,
Çalışana karnının doyacağı kadar verecek.
Fravunu kötülüyoruz ya...
Şimdi fravuna bakalım.
Ailenin erkeklerini köle olarak çalıştırmış.
Fakat bütün aileyi doyurmuş.
Bütün aileyi giydirmiş.
Evlerini ve yakacaklarını vermiş.
Bugün patronlar;
Bütün aileyi çalıştırıyor.
Hiç bir aile bireyini giydirmiyor.
Hiç bir faturaya karışmıyor.
Kalacak ev vermiyor.
Fravun kim acaba!
Evet fravun kim!!!
------MEÂRİC : 15.16.17.18. Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir. Derileri kavurup soyar. Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır! (Servet) toplayıp yığan kimseyi!.
'''Sevet toplayıp yığan kimseyi cehennem kendisine çağırır.'''
İslam dininin direği, gelir dağılımı ve adaletidir.
Namaz bireyseldir.
Kimsenin namazının kimseye faydası yoktur.
Mal biriktirenleri;
Fakiri yoksulu gözetmeyenleri;
Zulüm altındakileri görmeyenleri;
Dünya hayatını tercih edenleri;
Hiç bir ibadet kurtaramayacaktır...
