Hereke Ve Uzatmalar
Bir şey öğrenmişseniz!
İslami açıdan onu başkalarına da söyleme veya öğretme sorumluluğunuz vardır.
Muhakkak bilen başkalarıda olacaktır.
Eleştiren veya katılmayanlarda olacaktır.
YUSUF : 2. Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
Bu Ayete baktığımız zaman; Allah Kur'an ı Peygamberin kalbine Arapça bir dil olarak indirmiştir.
Peygamber ise o günkü Arap alfabesi ile yazarak veya yazdırarak okuyucularına sunmuştur.
Yani Arapça bir dil ve Arapça alfabe.
Bu gün okunan Kur'an a baktığımız zaman Arap alfabesinden farklı bir metodla yazıldığını görüyoruz.
Arap alfabesinde hareke ve uzatmalar yoktur.
Oysa Kur'an harekelemenin yanında notayada uyum sağlayacak şekilde bir makam ile okunmaktadır.
Bugün bulunduğumuz bu durum YUSUF suresi ikinci Ayetle çelişmektedir.
Bu duruma nasıl gelindiğine dair bir araştırma ve bir alıntı yaptık.
---------------------------------------------------------------------------
Tevbe Suresi 3. ayeti "Ve Rasuluhu" yerine "Ve Rasuluhi" şeklinde okununca anlam "Allah ve Rasülü müşriklerden beridir" şeklinde iken "Allah, müşriklerden ve Rasülü'nden de beridir" şekline dönüşür. Harekelemeye göre değişen bu okuyuş hatalarını, Arap olmayanların veya Arapça'yı bilmeyenlerin farketmesi imkansızdır. Harekeleme, bu zaruretten doğdu.
69/688 de Ebu’l-Esved ed-Düeli renkli bir mürekkeble harflerin üstüne, altına, önüne birer nokta koydu. Üstteki a, alttaki i, yandaki u sesini veriyordu. Tenvin içinde iki nokta kullanıldı.
Esved'in ögrencisi Nasr ibnu Asım (89/708) de harfleri harekeledi. Kimi tarihçiler bunu yapanın Basralı Yahya ibnu Ma'mer (129/746) olduğunu söylerler.
Kur'an imlasında son düzenleme Halil ibnu Ahmed (175/791) tarafından gerçekleştirildi. Hemze, şedde, sila, revm, işmam belirlendi. Bu hareket başlangıçta bir muhalefetle karşılaştı ise de sonunda genel kabul görmüştür.
Hz. Osman (ra) mushafları hareke ve noktalama işaretlerinden hali olarak çoğaltıldı. Bu şekilde yazılmakla da birkaç vecih okunmaya musait idi. Çeşitli bölgelerde yaşayan halk kendi fıtrî selikasıyle bunların arasını ayırabiliyordu. Doğru okuyabilmek için şekil, hareke ve noktalama işaretlerine ihtiyaçları yoktu. Halk kırk küsur sene Abdülmelik'in hilafetine kadar Hz. Osman (ra) mushaflarını bu şekilde okumaya devam etti. Ama Abdülmelik'in hilafeti döneminde Irak'ta tasnifler yaygınlaştı. Öyle sanıyoruz ki buradaki «tasnif» ten maksat, Arap olmayanlarla karıştıktan sonra halkın Kur'an'ın bazı kelime ve harflerini yanlış okumaları anlamındadır. (Subhi Es-Salih, Kur'an İlimleri)
Hakikaten bugünkü noktalar ve harekeler çok gerekliydi. Hasan Basri ve Muhammed bin Şirin, Mushafın noktalanmasında bir sakıncası olmadığını söylerler. Nevevi ise Mushafın noktalanmasının ve harekelenmesinin müstehap olduğunu söyler.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
------------------------------------------------------------------------------
Bu yazıya bakıldığında harekelerin Peygamberin vefatından elli ile yüz yılları arasında koyulduğunu görüyoruz.
Kur'an ın anlamında bir değişiklik olmamıştır.
Fakat okunuş biçimi değiştirilmiştir.
Bu tür yazıların farklı araştırmacılar tarafından çokça yazıldığına isteyenler araştırarak ulaşabilirler.
Konu şu ki!
Allah Peygamberin kalbine Kur'an ı harekesiz indirmiştir.
Yani Arapça veya Türkçe bir cümlenin okunuş şekli ile.
Peygamber Kur'an ı orjinal Arap harfleriyle harekesiz bir şekilde kaleme almıştır.
Allah Yusuf 2 Ayetinde '''Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.''' demesine rağmen.....
Kendilerini Allah tan ve Peygamberden daha akıllı zannedenler. İyi anlaşılsın diye Kur'an ı harekelendırmişler.
Sonuç ne olmuş.
Kur'an mesaj gibi değil, makamlı şarkı gibi okunmaya başlanmış.
Kur'an makamı insanların hoşlarına gitmiş.
Asıl amacı anlamı ile kimse alakadar olmamış.
Allah '''Anlayasınız diye indirdik''' demesine rağmen.....
Resimlerde ise 1370 yıl önce yazıldığı varsayılan Kur'an sayfaları ve aradaki fark.