ALİ EKŞİ - İMTİHAN OLUYORUZ - İMTİHANINIZI KAYBETMEYİN
  KUR'AN I KERİM İLE İLK BULUŞMAM
 
     KUR'AN I KERİM İLE İLK BULUŞMAM
     Dinimi devamlı başkalarının öğrettikleriyle öğrenmiştim.
İnandığımız Kur'an diye bir kitabımız vardı. Fakat Kur'an dışı kaynaklar Kur'an dan çok daha fazla idi. Bu yüzden Kur'an ı anlayacağım bir dilden okuyup, anlamam gerekiyordu.
     Türkiyede en sağlam olduğu söylenen Elmalılı Hamdi Yazırın Mealini okumaya başlamıştım. Tarih 2000 yılını gösteriyordu. Milenyum adını alan bu yıl, benim gerçeklerle yüzleşmeye başladığım yıl olmuştur.
     Hiç duymadığım veya yanlış bildiğim şeyleri öğreniyordum. Sanki farklı bir dünya ve farklı bir inanış içerisine girmiştim.
     Öncelikle Kur'an ı Kerim i tanımak açısından bir kaç Ayet yazmak istiyorum.

YUSUF : 2. Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.

     Bu Ayetle kendime bir yol tutmuştum. Kur'an Araplaramı inmişti! Hayır... Bizler anlayamıyorduk. Kur'an bütün insanlığa indiğine göre, onu anlayacağımız bir dilden okumamız gerekiyordı.
     Kur'an okumak sünnet, dinlemek ise farz deniyordu. Peki anlamadığımız bir şeyi nasıl dinlemiş oluyorduk.
     Artık karar vermiştim. Sürekli Meal okuyacaktım.
     Allah anlayasınız diye gönderdiğini beyan ediyordu. Anlamamız için ise Meal okumamız gerekiyordu.

HİCR : 9. Kur an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.

     Bu Ayet Kur'an a tam anlamıyla teslim olmamız gerektiğini ifade ediyordu. Kimsenin onun bir harfını bile değiştirmeye gücü yetmeyecekti.
     Artık kendime bir yol harıtası çizmiştim. Kur'an ın emrettiklerine evet, reddettiklerine hayır diyecektim.

NEML : 1. Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, (gerçekleri) açıklayan Kitab'ın âyetleridir.
NEML : 2. İman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

     Evet! Hayat rehberimi bulmuştum. Nereden öğüt alacağımı. Tartışmaya veya çelişkiye düştüğüm zaman nereye danışacağımı biliyordum artık.
     Allah ım! Sonsuz şükürler olsun diyordum.
   
     Fakat bir sorun vardı!
     Kur'an dan kimse öğüt almıyordu. Cenazelerde ve mevlitlerde okunuyordu. Okundukçada göz yaşları akıyor, ağlama sesleri yükseliyordu. Hafızın güzel sesine veya cenazenin hüzününe...
     İnsanlar anlamadığı bir dilde okunan Kur'an için neden göz yaşı göküyordu! Benimde hüzünlendiğim oluyordu. Kur'an dantelli çantayla duvara asılırdı. Sadece cenaze ve mevlitlerde açılıp okunurdu. Bunu içime sindiremiyordum.

     Sonunda aradığım Ayetleri bulmuştum.
     Başta söylediğim gibi. Bildiğimiz din başka, Kur'an ın dini ise bambaşkaydı.

YASİN : 69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
YASİN : 70. Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.


     Bu Ayetleri okuyunca şok olmuştum. Allah açık bir şekilde Kur'an ı cenazelerde ve cenaze mevlitlerinde değil. Yaşayanlar için eğitici ve yol gösterici olarak gönderdiğini beyan ediyordu.
     Cenazelerde ve mevlitlerde Kur'an okuyanlar para alırdı. Bunun içinde bir Ayet vardı.

YASİN : 21. "Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir."

     Doğruyu görmenin mutluluğunu yaşarken, her geçen gün Kur'an ı Kerim e daha çok bağlanıyordum. Artık her zaman elimin altındaydı.


  Devamı  2. sayfada 
 
  Bugün 12 ziyaretçi (135 klik) kişi burdaydı!  
 

Allah'ım! Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol