EN'AM : 70 - Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır.

ARAF : 53 - İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.

YUNUS : 3 - Rabbiniz o Allah'dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine istiva etti (onu hükmü altına aldı), işi tedbir eyliyor. O'nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'na ibadet ediniz! Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
YUNUS : 18 - Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.

MERYEM : 81 - Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'dan başka ilâh edindiler.
MERYEM : 82 - Hayır, (zannettikleri gibi değil) tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman olacaklardır.
MERYEM : 83 - Görmedin mi? Biz şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik. Onları (günaha) kışkırtıp duruyorlar.
MERYEM : 84 - Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların (ecel) günlerini sayıyoruz.
MERYEM : 85 - O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız.
MERYEM : 86 - Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz.
MERYEM : 87 - (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.

TAHA : 109 - O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez.

ENBİYA : 26 - Böyle iken dediler ki: "Rahmân çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır.
ENBİYA : 27 - Onlar Allah'ın sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler.
ENBİYA : 28 - Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler.

ŞUARA : 95-96 - Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:
ŞUARA : 97 - "Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."
ŞUARA : 98 - "Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk."
ŞUARA : 99 - "Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı."
ŞUARA : 100 - "Bak bizim için ne şefaatçiler var,"
ŞUARA : 101 - "Ne de yakın bir dost."

RUM : 12 - Kıyamet saatinin gelip çattığı gün suçlular, her ümidi keserler.
RUM : 13 - Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler.

SECDE : 4 - Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur (hakim olmuştur). Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz?

SEBE : 23 - Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler. O, her şeyden yüksek ve büyüktür.

ZÜMER : 43 - Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksınız)?"
ZÜMER : 44 - De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."

MÜ'MİN : 18 - Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.

ZUHRUF : 86 - Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.

NECM : 24 - Yoksa her arzu ettiği şey, insanın kendisinin mi (olacak) dir?
NECM : 25 - Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'ındır.
NECM : 26 - Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.

MÜDDESİR
38 - Her nefis kendi kazancına bağlıdır.
39 - Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.
40 - Onlar cennettedirler, sorup dururlar.
41 - Suçluların durumunu.
42 - "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.
43 - Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."
44 - "Yoksula da yedirmezdik."
45 - "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."
46 - "Ceza gününü yalanlardık."
47 - "Nihayet bize ölüm gelip çattı."
48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.

NEBE : 38 - O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

MEAL : ELMALILI M. HAMDİ YAZIR ALİ EKŞİ