Bir gün TV de bir hocadan 'namazın kazası yoktur' diye bir fetva dinlemiştim. Bana bıraz ters gelmişti. Çünkü namazın kazası var biliyor olmakla birlikte, gün içinde kılamadığım vakit namazlarını, yatsi namazı ile birlikte kaza ediyordum.
Bu konuyu araştırmalıydım. Soracağım yeride biliyordum.
Namazla ilgili yüzden fazla Ayet vardı. Hiç birisinde kazaya izin yoktu. Oruçla ilgili üç Ayet vardı. İkisi orucun kazası ile ilgiliydi. Bu çok tuhaftı.
Bir çok hoca namazın kazası var diye fetva verirken, Allah kaza konusu üzerine neden durmamıştı.
Şimdi yazacağım bir kaç Ayetten sonra, Allah ın namazı ne kadar önemsediğini göreceksiniz. Hiç bir şekilde kazaya bırakamılayacağını anlayacaksınız.
BAKARA : 239. Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).
Allah bu kadar zor şartta namazı kazaya bırakmaya müsade etmemişti. Zamanında kılınmasını emretmişti.
Kur'an ı kerim i anlamadığımız bir dille okuyup, Meallerini araştırmazsak, nasıl haberimiz olacak. Bu Ayet varken, kaza ile ilgili hiç bir Ayet yokken. Bir hoca nasıl namazın kazası var diye fetva verebilirdi.
NİSA : 43. Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.
Bu Ayette Allah yine kazaya bırakırsınız demiyordu. Bu kadar zor şartta bile namazı zamanında kılmamız gerektiğini öğreniyordum.Su bulamadığımız yerde, gusül abdesti dahil olmak üzere toprakla abdest almak süretiyle namazı zamanında kılmamız gerekiyordu.
Yolculuklta dört rekatlık namazları seferi adı altında iki rekat olarak kılınması gerektiği söyleniyordu. Namazla ilgili Ayetleri tekrar gözden geçirmiştim. Bu konu ile ilgili bir Ayete rastlamıştım.
NİSA : 101. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır.
Bu Ayettede bir kazaya bırakmak yoktu. Fakat benim aradığım yolculukta namazı kısaltma konusuydu. Yine yanlış bir uygulamayı öğrenmiştim. Çünkü Ayette korku hali şart koşulmuştu. Peki bu korku halinden neden hiç bahsedilmiyordu. Yani bu seferi namazı bizim bildiğimiz bir yolculuktan bahsedilen bir seferi namazı değildi. Ya bir savaş seferi olması gerekiyordu. Yada yolculuğa çıktığımız zamanda, kafirlerden ve yahut eşkiyadan bir korku olması gerekiyordu. Bu Ayet bizim yaptığımız güvenli seyahatlar için geçerli değildi.
Peki! Daha zor şartlarda namaz vaktinde nasıl kılınabilirdi. Mesela savaşta. Böylesine bir Ayeti bulmak zor değildi. Uzak ta değildi.
NİSA : 102. Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Bu Ayeti okuduktan sonra durumumuzun ne kadar vahim olduğunu öğrenmiştim. Allah savaşta bile kazaya müsade etmemişken, bizler nelerin bahanesine sığınarak namazı kazaya bırakıyorduk.
Namaz konusunda artık kararımı vermiştim. Kazaya hiç bırakmayacaktım. Peygamberimiz (s.a.v) in hayatında kaza namazı kıldığına dair bir kaynakta yoktu. Kur'an da olmayan ve Peygamberimiz (s.a.v.) in uygulamadığı bir şeyin fetvası nasıl verilebiliyordu.
Devamı 3. sayfada.
|